Ege'nin İncisi

BERGAMA

İzmir’in kuzeyinde 100 km uzaklıkta, Bakırçay Havzasında yer alan ve ülkemiz uygarlık tarihinin en eski yerleşmelerinden biri olan Bergama, tarih öncesi dönemlerden başlayarak İon, Roma ve Bizans uygarlıkları ile devam eden dönemde, Dünya çapında önemi olan arkeolojik eserlere sahip olmuştur. Bergama’nın güneybatısında Antik Dönemin önemli sağlık merkezlerinden Asklepion, ilk yerleşim alanı olan 300 m. yüksekliğinde dik bir tepe üzerinde kurulan Akropol ve M.S. 2. yüzyıla tarihlenen Serapis Tapınağı (Kızıl Avlu) yörenin turistik cazibesini oluşturmaktadır. Zeus Sunağı 1897 yılında Almanya’ya kaçırılmıştır.Bergama güzellik ılıcalarıyla, meşhur Kozak yaylasıyla, plajlarıyla ünlü Ayvalık ilçesi bağlantısıyla, gelişmiş dokumacılığı ve kilimciliğiyle ünlü bir ilçedir.

Tarihçe: Bugünkü adı antik dönemdeki ismi olan Pergomon ‘dan gelmektedir. İlk çağda muhteşem abideleriyle büyük bir şehir ve aynı adı taşıyan krallığın merkezi olmasının yanı sıra Ortaçağın önemli stratejik mevkii, Karesioğullarının merkezi ve son olarak Osmanlı İmparatorluğunun önemli merkezlerindendir.

Kesin kuruluş tarihi bilinmeyen kentte yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre M.Ö.7. yüzyıllarda sur duvarlarının inşa edildiği saptanmış olup, bu yıllarda kentleşmenin başladığı anlaşılmaktadır. Bergama, Pers, Büyük İskender, Frigya, Trakya Krallığı, Selevkos Krallığı, Roma ve Bizans dönemlerini görmüştür.

1302 yılında Bizans hakimiyeti ortadan kalkan şehirde Karesioğulları Beyliği idareyi ele almış, 1341 yılından hemen sonra ise Bergama Osmanlılar tarafından alınmıştır.

İklim: Bölgede Akdeniz İklimi etkisi görülmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.

Şirince Köyü

Doğu Roma İmparatorluğu döneminde bir yerleşim alanı olduğu tahmin edilen Şirince köyünde, bazı yapı kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Kule kalıntısı, su kemerleri ile 11. yüzyıldan beri varolduğu sanılan manastır/kilise yapıları, Şirince’de günümüze kadar kalan arkeolojik ve tarihi kaynaklardır.Selçuk ilçe merkezine 8 km. uzaklıktaki Şirince köyü, 19. yüzyılda bir Osmanlı yerleşimi olarak vadi yamaçlarında gelişmiştir. Arazi yapısı ile uyumlu kentsel dokuda, doğal çevre ile bütünleşmiş yaklaşık 200 ev günümüze kadar korunabilmiştir.

 

Mesire ve Dinlenme Yerleri

Orman Bölge Müdürlüğü İzmir Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Başmühendisliği’nin sorumluluğunda İzmir’de tam 20 adet orman içi dinlenme yeri vardır.

Bunların başında 70 hektarlık bir alana yayılmış olan Tanay Mesire Yerinde çadırlı kamp, kamping alanları ve turistik tesisler bulunmaktadır. İzmir’e 75 km. uzaklıktaki Gümüldür’de de 2.000 kişi kapasiteli piknik alanları vardır.

İzmir Özdere sahil şeridinde 40 hektarlık alanda, deniz kıyısında kurulan Kalemlik mesire yerinde her türlü dinlenme olanağı bulunmaktadır. Ayrıca Seferihisar yakınındaki Teos antik kent yakınındaki Akkum ve Ekmeksiz plajları bulunmaktadır.

İzmir’e 70 km. uzaklıktaki Claros (Denizpınarı) antik kentinin bulunduğu alanda da dinlenme ve mesire yeri vardır. Buca Belediyesi tarafından 140.000 m2’lik alanda kurulan Bucagöl İşletmeleri’nin ortasında 30.000 m2’lik suni bir göl ve çevresinde tiyatro, piknik alanı gibi çeşitli tesisler yapılmıştır.

Bunların yanı sıra, Kuşadası-Selçuk karayolunun 8. km.sinde bulunan Pamucak, Seferihisar kıyısındaki 320 hektarlık Kargacık, Bergama-Kozak karayolunun 17. km.sinde bulunan ve 10 hektarlık bir alandaki Çınarlı, Urla Çeşmealtı’ndaki Güvendik Dinlenme Tesisleri, Ödemiş Gölcük Yaylası’nda, deniz seviyesinden 1.100 m. yükseklikteki Gölcük, Ödemiş Bozdağ Yaylası’ndaki Mermeroluk, Kemalpaşa Torbalı arasındaki Karabel, İzmir-Manisa karayolunda Kızılçam ormanları içerisindeki Çiçekli, Menemen-Manisa karayolunun 3. km.sindeki Menemen Çamlığı, İzmir-Çeşme karayolu üzerindeki Uzunkuyu, Yamanlar Dağı’ndaki Karagöl, İzmir-Aydın karayolu üzerindeki Efeoğlu, İzmir-Salihli karayolu üzerindeki Belkahve, Aliağa Şelalesi İzmir ilinin diğer mesire ve dinlenme yerleridir.

Homeros Mağaraları (Buca)

İzmir ili Buca ilçesinde, Meles Çayı üzerinde bulunan Kızılçullu Su Kemerleri yakınında bulunan mağaralarda antik çağın ünlü ozanı Homeros’un şiirlerini yazdığı söylenmektedir.

Mağarada yeterli bir araştırma şimdiye kadar yapılmamıştır. Bu nedenle tarihlendirilmesi ve iç düzeni hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Buca Belediyesi ile İzmir İl Kültür Müdürlüğü arasında yapılan protokol uyarınca burada bir araştırma yapılacaktır.

Siren Kayalıkları (Foça)

İzmir ili Foça ilçesinde bulunan Siren Kayalıkları günümüzde fok balıklarının yaşam alanıdır. Buradaki kayalıkların arasındaki mağaralar fokların barınaklarıdır. Bu nedenle de bu mağaraların yakınlarında fokları ürkütmemek için denize girmek ve kayaların üzerine çıkmak yasaklanmıştır.

Siren Kayalıklarının ismi Yunan mitolojisinde de geçmektedir. Sirenler vücutları kuş, başları kadın şeklinde olup, yaptıkları müzikle insanları kayalara çekerlerdi. Bu müziğin etkisinde kalan gemiciler kayalara yaklaşır ve kayalara çarparak batarlarmış. Siren Kayalıkları yüzyıllar boyunca aşınmış ve doğaüstü şekiller almıştır.

Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum

Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi bünyesinde 1964 yılında kurulmuş olan Botanik Bahçesi, 1997 yılında Ege Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlanarak, Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak kurulmuştur. Araştırma ve öğretim hizmetlerinin yanı sıra halka doğal ve kültür bitkilerini tanıtmak ve sevdirmek amacını taşımaktadır.

Botanik Bahçesi 48.750 m2 alan üzerine kuruludur. Buradaki seralarda, tropik, kserofit, egzotik bitkiler halka ve öğrencilere tanıtılmaktadır. Botanik Bahçesinde yaklaşık 3.000 kadar bitki türü bulunmaktadır. Bu bitkiler Türkiye ve yabancı kökenlidir.

Teleferik Tesisleri (Balçova) İzmir ili Balçova ilçesinde bulunan Teleferik Tesisleri İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenmiş ve 6 Mayıs 2000 tarihinde hizmete açılmıştır.

İzmir çevresinin doğal güzelliğinin görüldüğü teleferik tesislerinde, yamaç paraşütü yapılmakta, özel tırmanma şeritleri bulunmaktadır. Ayrıca çevresi piknik alanı olarak kullanıldığı gibi çeşitli dinlenme tesisleri de bulunmaktadır. 

İzmir Kuş Cenneti (Çiğli)

İzmir ili Çiğli ilçesine 10 km. uzaklıkta, Ege Denizi kenarında, İzmir Körfezi’nin kuzeyinde bulunan Gediz Nehri Deltası’nın bir bölümü üzerindeki Tekel Çamaltı Tuzlası’nın bulunduğu 8.000 hektarlık alan 1982 yılında Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası olarak tescil edilmiştir. Bunun yanı sıra bu alanın sahip olduğu doğal ve kültürel zenginliklerden ötürü de doğal ve arkeolojik sit alanı, Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Uluslar arası Koruma Statüsü olan RAMSAR alanı olarak ilan edilmiştir.

Bu alanda Anadolu’daki 450 kuş türünden 220’sinin varlığı tespit edilmiştir. Bu türlerden 59’u burada kuluçkaya yatmaktadır. Burada kuluçkaya yatan kuş türleri arasında Flamingo, Tepeli Pelikan, Leylek, Küçük kerkenez, Suna, Angıt, Deniz Saksağanı, Kılıçgaga, Deniz Kırlangıcı, Gümüşü Martı, Uzunbacak, Tepeli Tarlakuşu, Arıkuşu, Kuyrukkakan ve Çulhakuşu bulunmaktadır. Ayrıca Tepeli Pelikan, Küçük Karabatak ve Küçük kerkenez gibi dünyada soyları azalan kuş türleri de bulunmaktadır.

Bunların yanı sıra bu alanda tatlı su ve deniz balıkları, üç tür kurbağa, beş tür yılan, beş tür kerkenezin yanı sıra Yabandomuzu, Tilki, Çakal, Tavşan, Sansar, Porsuk, Gelincik, Kirpi ve Sazlık Kedisi de yaşamaktadır. Kuş Cennetinde ziyaretçi merkezi, kuş gözlem kuleleri, dürbün ve gezi bisikleti bulunmaktadır.

Saha içerisindeki Çamaltı Tuzlası, yıllık 600 bin tonu bulan kapasitesi ile Türkiye’nin tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamaktadır.